YGS-LYS, Konu Anlatımı

Atatürk'ün Kişiliği

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN KİŞİLİĞİ 

Atatürk’ün en fazla göze çarpan özelliği hareket ve kararlarında çabuk, kesin, açık ve enerjik olmasıydı. Fakat o her şeyden önce gerçekçiydi. Harekete geçmeden konuyu en ince teferruatına kadar gözden geçirir, zaman, mekân ve imkân faktörlerini mükemmel kullanırdı. Hayatı boyunca, “zamanında hiç bir şeyi kaçırmamak ve zamansız hiç bir şeye girişmemek” ilkesini başarıyla uygulamıştır. Gerektiğinde durmasını ve uygun zamanının gelmesini beklerdi. Ama kesin karar verdikten sonra, onu büyük bir enerji, yıkılmaz bir irade ile tereddütsüz takip ederdi. Pratik ve berrak zekâsı, hiç bir tehlike karşısında yıkılmayan azmi, insanları doğru değerlendirmesi ve en işe yarayacakları yerde kullanması, girişeceği işe mani olacak engelleri yıkmakla işe başlaması, ona başarıya giden yolları açmaktaydı.
   İcraatında hâkim olan hisleri değil, akıl ve mantığıdır. Nitekim şahsen alaturka musikiden zevk aldığı halde, batı musikisine yönlenmeyi özendirmiştir. Kadın konusunda da duygularını ve alışkanlıklarını değil, çağın ve geleceğin gereklerini ön plâna almış, kadın-erkek eşitliğinin yollarını açmıştır. Büyük zaferden sonra, muzaffer ordular Boğazlara akarken, bir insanın zor dayanabileceği tahriklere kapılmamış, kariyerini kurtarmak için çatışma arayan Lloyd George’in plânlarını boşa çıkarmış, Mehmetçiğin kanını dökmeden Doğu Trakya’yı kurtarmıştı.
Atatürk’ün vazgeçemediği alışkanlıklarından biri de okumaya olan merakıdır. Daha öğrencilik yıllarında küçük harçlığından kitaplar aldığı bilinmektedir. Genç subaylık yıllarında askerlikle ilğili tercümeler yapmıştı. İleri rütbelerde Arıburnu ve Anafartalar savaşlarını, 1927’de hacimli bir eser olan büyük Nutku üç ay içinde kaleme almıştı. Onun savaş sırasında bile ciddi felsefe ve tarih kitapları okuduğu görülmektedir. Devlet başkanı olduktan sonra, Çankaya’da 10.000 cildi aşkın bir kitaplık oluşturmuştur. Eline aldığı kitabı bitirinceye kadar okur, önemli gördüğü yerleri kırmızı-mavi kalemle işaretlerdi. İlgi duyduğu konularda yurt dışından kitaplar getirtmiştir. Kendisini en çok memnun eden hediyenin kitap olduğu bilinmektedir. Atatürk son zamanlarında özellikle dil ve tarih konuları ile yakından ilgilenmiştir. Bu konularda bilimsel çalışmalar yapılması için Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarını kurmuş birer akademi haline gelmelerini temenni ettiği bu kurumların yaşaması için, vasiyetnamesine özel hükümler koymuştu.
  


 Asker kökenli olduğu halde militarist değildi. Savaştan sonra mareşal üniformasını çıkarmış, bir iki vesile dışında bir daha giymemişti. Gönlünde olan demokratik yönetimdi. İki defa çok partili hayatı denemişti. Yoğun inkılâplar içinde, bu rejimin yürümeyeceği, inkılâpların tehlikeye girebileceği anlaşıldığından çok partili rejimden vazgeçilmişti. Ancak Onun arkasında gücünü halktan alan, halk için çalışan bir idare bırakmak istediği bilinmektedir.
     Resmî ilişkilerinde son derece titiz davranan Atatürk özel hayatında, dostlarının her türlü nazını çekerdi. Meclisleri daima samimi ve neşeliydi. Davetlileri serbest konuşturmaktan zevk alırdı. Kindar değildi. Öfkesi çabuk geçerdi. 150’lilikleri affederek yurda dönmelerine izin vermişti. Bir defasında Reşit Galip sofrada “Burası milletin sofrasıdır kalkmam” demesine rağmen bir kaç ay sonra onu Maarif Bakanlığına getirmişti.